Esra Sarı Esra Sarı
Esra Sarı Esra Sarı
Esra Sarı Esra Sarı
Esra Sarı Esra Sarı
Esra Sarı Esra Sarı

Cerrahi Diş Tedavisi

Dental implantlar eksik bir dişin yerini almak amacıyla çene kemiğine yerleştirilen titanyumdan yapılmış kökü taklit eden vidalardır.

İmplant başarısındaki en önemli anahtar implantın yerleştirileceği kemiğin yoğunluğu ve boyutsal özellikleridir. İmplant uygulaması yapılacak olan kemiğin genişlik ve yüksekliği yerleştirilecek implantın boyutlarını belirler.
 
Çeşitli sebeplerden dolayı hastadaki kemik kalitesi ve miktarı azalmış olabilir. Bu durumlarda implant yerleştirmeden önce kemik miktarını arttırmak amacıyla implant yerleştirme ile eş zamanlı ya da daha öncesinde bir takım operasyonlar yapılır.

Üst ya da alt çenede meydana gelmiş olan kemik erimeleri ve deformiteleri sonrasında implant yerleştirmek için yetersiz kemik kalmış olabilir. Bu problemi çözebilmek için kemik defektini  açığa çıkarana dek dişeti kaldırılır. Ortaya çıkan kemik defekti hastanın ağız içinden elde edilen kemik grefti ya da piyasada bulunan sentetik kemik greftleri ile  doldurulur ve gerekirse biyomateryaller kullanılarak kapatılır.

Hastanın çene kemiğine yapılan bu uygulama ile estetik olarak doğala daha yakın bir görünüm elde edilir. Fonksiyonel olarak ise daha fazla kemik tarafından desteklenmiş ve tutuculuğu artmış implant kazanılmış olur. 

Üst çene geri bölge genellikle kemik kalitesi ve miktarı açısından sınırlıdır. Bu bölgedeki kemiğin daha az yoğun olması ve sinüslere yakınlık açısından kemik yüksekliğinin kaybedilmiş olması implant uygulamalarını ilk aşamada sınırlar. Bu engelin üstesinden gelebilmek amacıyla yerleştirilecek implanta komşu olan bölgede sinüs tabanı çevre dokulara zarar vermeden yukarıya doğru kaldırılır ve kemik elde edebilmek amacıyla bölge sentetik kemik greftleri ile doldurulur.

Kemik miktarına bağlı olarak 6 ay sonraki seansta ya da hemen operasyon seansında implantlar yerleştirilir. 

Gömük dişlerin çekimine karar verirken röntgen ve klinik muayene ile değerlendirmek gerekir. Tüm gömük dişlerin alınması gerekli değildir. Ancak özellikle  yarı gömük  dişlerde besin gömülmesi, rahat temizleyememe gibi sebeplere bağlı olarak  ağrı, kötü koku, enfeksiyon görülebilir. Ayrıca herhangi bir belirti olmaksızın gömük dişlerde kist, enfeksiyon, tümör gibi patolojik durumlar meydana gelebilir. Uygulanacak yönteme dişin  konuma göre karar verilir.

Herhangi bir operatif girişim olmaksızın geleneksel yolla dişi çekmek ya da  dişin konumuna göre sadece dişeti ya da dişeti ve kemik kaldırarak operasyonu gerçekleştirmek mümkündür. Eğer diş oldukça ters bir pozisyonda ise dişeti, kemik kaldırdıktan sonra dişi bölerek çıkarmak en uygun yöntemdir.

Bu operasyonu yaparken geleneksel yöntemlerden faydalanılacağı gibi alternatif yöntemlerden olan piezo kemik cerrahisi ve mikro cerrahiden de faydalanmak mümkündür. 

Dişlerin kök uçlarında çeşitli nedenlere bağlı olarak lezyon ya da kistler oluşabilir. Bu durumda dişe kuron kısmından müdahale etmek yetersiz olduğunda kök ucu kısmından da müdahale etmek gerebilir. Kök ucu kısmını açığa çıkacak şekilde ensizyon yapılır, dişeti kaldırılır. Açığa çıkan kök ucu bölgesindeki lezyon uzaklaştırılır. Bu işlem kök ucu rezeksiyonu ya da endodontik mikrocerrahi olarak adlandırılır.

Çalışılan bölge görüş alanı kısıtlı ve yakın anatomik komşulukları olan bir bölgedir. Bu işlem esnasında özel mikrocerrahi aletler yardımıyla mikroskop altında çalışmak önemli bir avantaj sağlar. Komşu anatomik dokulara bu dar alanda zarar vermemek için güvenli piezo kemik cerrahisiden de faydalanılır. 

Piezo kemik cerrahisi dokuya en az zarar vererek cerrahi işlemin tamamlanmasını amaçlamaktadır. Özel titreşimli uçları sayesinde ileri kemik cerrahisinde, sinus yükseltme operasyonlarında, kırık köklerin çıkarılmasında, gömük dişlerin operasyonla çıkartılması esnasında ve kök ucu rezeksiyonlarında kullanılmaktadır.

Piezo cerrahi aleti titreşimlerle dokuyu kesmektedir. Tedavinin etkinliği operasyon esnasında oldukça emniyetli çalışabilme yeteneğinden gelmektedir.  Titreşimli çalışma sayesinde operasyon esnasında  azalmış kanama, doğru ve net ensizyonlar sağlamak mümkün olur. En karmaşık vakalarda bile sağlıklı ve hızlı doku iyileşmesi elde etmek mümkündür.

Tedavi etmeye çalışırken çevre dokulara zarar vermeme ilkesi tıpta önemlidir. Minimum travma ile çevre dokuya en az zararı verme hedefi ile mikroskobun cerrahi işlemlerde kullanılması ile yapılan işlemlerin kalitesinin arttırılması hedeflenmiştir. Mikroskop yardımı ile çalıştığınız bölgede çıkarmak istediğiniz dokunun çevre sınırlarını daha iyi şekilde görüp müdahale etmek mümkün olur.

Mikro cerrahi doku iyileşmesini geliştirir ve hastanın operasyon sonrası dönemde daha rahat etmesini sağlar. Geleneksel tekniklere göre operasyon sonrası ağrı ve ödem her zaman daha azdır.

Operasyon sonrası yara iyileşmesi daha estetik sonuçlar verir. Mikro cerrahiye eşlik eden enstrümanların ve malzemelerin de özel tasarlanmış olmaları sayesinde operasyon sonrası dokuda yara izi (sikatris) yok denecek kadar belirsizdir. Estetik avantaj özellikle ön bölge dişlerde yapılacak operasyonlarda önem kazanır.